Bir Zamanlar - 4 Nisan - 13 Mayıs 2013

BİR ZAMANLAR Avrupa’da ortaya çıkıp şekillenmeye başlayan modernleşme yada çağdaşlaşma, sanayi, siyasal ve toplumsal alanlardaki değişimi ifade eder. Batı toplumlarına ayak uydurmaya çalışan Türkiye 1950-1970 yılları arasında modernleşme sürecine girer. Batı-dışı bir toplum olan Türkiye’de bu süreç farklı yorumlanarak, yaşanır. Bir yandan Batı’nın ekonomi ve siyasetteki değişimini kendine model almak isteyen Türk toplumu, bir yandan da kendi gelenek ve göreneklerinden vazgeçmek istemez. İşte bu modernleşme süreci ile birlikte ortaya çıkan, Yeşilçam olarak isimlendirilen Türk sinemasında, bu dönemlerin gelenekselleşmiş Türk aile yapısını işlenir. Ekonomik sıkıntılardan kurtulmak, kolayca iş bulmak umuduyla insanlar kırsal bölgelerden büyük şehirlere göç ederler. Büyük şehri merak edip, Tokat’tan kalkıp İstanbul’a gelen 1939 doğumlu Selahattin Geçgel de iş arama amacıyla çıktığı İstanbul sokaklarında dolanırken kendisini biranda Yeşilçam’da bulur. Selahattin Geçgel’i eski sinema yönetmenlerinden olan Metin Erksan, set elemanı olarak göreve alır. Geçgel, birgün set için kurulan kamyonun yeri değiştirilmek istenilince, kamyonun tamponundan tutup, kolayca kaldırı verir. Bu durumu gören yönetmen ve film ekibi dönemin meşhur canavar filmi olan Godzilla’dan esinlenerek Selahattin Geçgel’e Godzilla lakabını takar. Ogün bugündür, Selahattin Geçgel “ Set Amiri Godzilla” olarak tanınır. Sanatçı Bengisu Bayrak “BirZamanlar” ismini verdiği sergisinde Türkiye’nin 1950-1970 modernleşmesürecini Godzilla (SelahattinGeçgel) üzerinden yorumlar. Sergide yorumlanan filmler arasında Selvi Boylum Al Yazmalım, Susuz Yaz ve Vesikali Yarim’i sayabiliriz. Geleneksel aile yapısının toplumsal değişim ve dönüşümler karşısında geçirdiği sarsıntılar, hüzünlü bir aşk hikayesi, toplumun sorunları bu filmlerin konusunu oluşturur. Godzilla Selahattin, Yeşilçam filmlerinden toplayıp, biriktirdiği eşyaları ve yaşadığı anıları Bengisu Bayrak ile paylaşır. Bayrak, sergisinde bu malzemeleri sanatıyla birleştirerek yorumlar. Eski bir sinema bileti, meşhur bir ses sanatçısının yazmış olduğu bir kart, filmlerde duyduğumuz bir şarkının notaları yada yazılmış bir mektup bizi adeta 1950-1970’li yıllara doğru götürür. FERİDE ÇELİK